İzleyiciler
19 Ağustos 2016 Cuma
İnsan Sosyal Bir Varlıktır
İnsan sosyal bir varlıktır. Bu olgu, insanın yaşadığı çevreyi, davranış, düşünce değer ve eylemlerinde önemle dikkate alan bir varlık olduğunu belirler. Böyle bir dikkat ve duyarlılık insana özgü bir yetenektir. Çünkü insandan başka hiçbir canlıda “başkası” düşüncesi yoktur. İnsanların, kendi dışındakiler için geliştirdikleri “başkası” ve “öteki” anlayışları insanlar kadar sosyal çevrelerin de önemle dikkate almalarını gerektirmektedir. İnsanın sosyal olması işte bu anlayış çevresinde başkalarını dikkate alması ve bu nedenle de bütün davranış ve hareketlerinde başkalarıyla uyumlu bir yaşam üretmeye çalışması demektir. Bu bağlamda sosyal insan yaşadığı sosyal çevrenin alışkanlık, değer ve idealleriyle uyumlu olan; sosyal çevrenin sorunlarına karşı duyarlılıkla kendisinden beklenen katkılara hazır olan kişidir. Bunun karşıtı ise “a sosyal” insandır ki böyle bir insan toplumdan kopuk, belirtilen bilinç ve duyarlıklardan yoksun olan insandır. Uyum ye uyumsuzluk, katkı yerine sorun, böyle bir insan unsurunun belirgin özellikleri arasınsa yer alır.
İnsan diğer canlılardan ayıran iki önemli yetenekten biri akıl, diğeri iradedir. Bu iki yetenek, insanı sosyal bir varlık olarak topluma uyumlu olmaya yöneltir. O, diğer insanlarla aynı sosyal çevreyi paylaşmak zorunda olduğunu aklıyla benimser, iradesiyle de yaşadığı çevrede mutlu ve uyumlu bir insan olmayı başarır. Bu yeteneklerin özünde hayatı kolaylaştırma isteği yer alır. Çünkü insan, sosyal bir varlıktır.
Kültürümüzde “Her şey paylaşıldıkça güzeldir” şeklinde bir özdeyiş vardır. İşlerini, sorumluluklarını ve değerlerini paylaşan insanlar, bu yetenekleriyle toplum hayatını kolaylaştırmaktadır. Paylaşma, katılımı; katılım da toplumda birlik ve beraberliği meydana getirir. Bunlardan yoksun bir toplumun bütünlüğünü koruması, mutlu ve huzurlu olması beklenemez. Sürekli birbiriyle didişen, birbirine sırt çeviren, paylaşmanın ve dayanışmanın erdemine sahip olmayan bireylerden gelen bir toplum bekasından (sürekliliğinden) söz edilemez. Çünkü insan kendi yaşamını kolaylaştıran gelişmeleri yalnız başına değil başkalarıyla dayanışma ve paylaşma sonucu gerçekleştirmiştir. Alet yapmayı, avcılığı, ateş yakmayı, ev kurmayı insan tek başına değil, öbür insanlarla birlikte onlarla el ele vererek öğrenmiştir. Kültür ve bilimi tek bir insan değil, milyonların emeğine dayanan insan toplumu yaratmıştır. İnsan yalnız olsaydı, hayvan olarak kalırdı. Toplumda hayvanı insana çeviren akıl emek olmuştur. Bazı kitaplarda ilk avcılar, kendi emeği ve aklıyla her şeyi elde eden olan bir Robenson olarak tasvir edilirler. İnsan gerçekten böyle bir Robenson olsa insanlar topluluk halinde değil de, birbirinden kopuk halde yaşamış olsalardı, hiçbir zaman insan olup bir kültür meydana getiremezlerdi.
Toplu halde yaşama, bir takım kuralların ortaya çıkıp gelişmesine neden olmuştur. Bu kurallar uzun yıllar içinde oluşmaktadır. İnsan bu kurallara uyduğu sürece, topluma uyumlu bir fert haline gelir. Toplum kurallarına uyumlu bir kişi, toplumda saygı ve görür.

Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder